2014 yılının Kasım ayında “Polo, 1975 yılından bu yana 14 milyonun üzerinde satış rakamına ulaşarak B segmentinde başı çekmeyi bildi…” diyerek başladığımız GazeteBilkent otomobil incelemeleri yazılarında iki yılı devirirken bu sefer aynı modelin GT versiyonuyla birlikteyiz.
Elbette geçtiğimiz iki yılda kazandığımız tecrübenin de getirisiyle Polo Blue GT’yle testimiz boyuınca ince eleyip sık dokuduk. Araçta kurcalamadık yer bırakmazken performans anlamında da modelin 150 beygirini son damlasına kadar kullandık.
Kağıt üzerinde 150 beygirlik motor gücü, günümüz küçük sınıf hot hatchlerinin 200 beygir civarında olduğu düşünüldüğüne biraz mütevazi kalıyor. Ancak iki yıl önce yaptığımız incelemede Polo 1.2 TSI 90 beygirlik versiyonuyla dahi fena bir performans ortaya koymuyordu. Günlük kullanıcıların beklentileri düşünüldüğünde 1126 kiloluk araca 90 beygir fazlasıyla yeterken model sollamalarda da sıkıntı yaratmıyordu. Bu anlamda 1.2 poloya yine 1.2 motora sahip Fiat 500’un beygir gücü kadar daha güç eklenince neler olacağı test öncesinde en çok merak ettiğimiz konuydu.
Bakalım bu 150 beygirlik VW’in tüm modellerinde kullanılan motor Polo BlueGT’de nasıl bir karaktere bürünmüş; Passat, Jetta, Golf’de olduğu gibi “yeterli” mi yoksa Clio RS, Fiesta RS, 208 GTI’da olduğu gibi “keyif makinesi” mi?
Tasarım
Dış tasarımda; 2014’de makyajlanan versiyondan pek farklı olduğu söylenemez ancak VW’in bu konuda fazlasıyla yol aldığı da söylenebilir. Marka, 2005 yılının aralık ayında satışa sunduğu Golf 5 GT ‘de bagaj kapağı ve ön ızgarada bulunan GT logoları dışında hiçbir farklılık yaratmamıştı. Caddede duran 170 beygirlik Golf GT’yi, 75 beygirlik sıradan bir Golf’den ayıracak hiçbir fark yoktu. O dönemlerde 170 beygirin ne kadar büyük bir beygir gücü olduğu düşünüldüğünde Golf 5 GT dönenminin en Q-car’ıydı.
İç tasarımda; VW’nin Polo GTI, GOLF GTI ve GOLF R’da kullandığı yeni nesil bir direksiyon ilk bakışta göze çarpıyor. Direksiyon bu tarz modellerde tasarımın kalbini oluşturuyor, sahiden bugün Borusan Oto’ da gördüğünüz M paket 1 serisi sadece direksiyonuyla dahi kendinizi M4’ün içine oturuyormuşsunuz gibi hissettirebiliyor. Direksiyon ve koltuklar modelin sportif karakterine uygun bir iç tasarım oluşturarak övgüyü hak ediyor.
Kullanılabilirlik
Bu konu BlueGT’in en güçlü olduğu konulardan biri olduğu şüphesiz. 1.4 litrelik ACT teknolojisine sahip motoru sayesinde dört silindirinden ikisini kullanmadığı zaman kapatıyor. Test boyunca agresif bir kullanım sergilediğimizden dolayı dört silindirin tam güç çalıştığını söylesek de tüketim 2.0 litrelik Golf GTI’larda görebileceklerinizden oldukça uzak. Biz tam performans bir kullanımda 10 litreye yakın bir tüketim elde ettik.
Sürüş
Motor ve Aktarma
Blue GT VW’nin diğer modellerinden de tanııdğımız 1.4 TSI üniteyi kullanıyor. Motor 5000-6000 devir aralığında 150 beygir güç üretirken 1500-3000 devir bandında 250 Nm tork üretiyor. Bu gücü 7 ileri DSG şanzımanla ön tekerleklere aktaran model XDS diferansiyele de sahip. XDS, BMW M3 ya da Subaru WRX STI modellerinden bildiğimiz klasik bir kilitli diferansiyel değil. XDS yazılımla geliştirilmiş bir ASR sistemi. ASR bildiğimiz üzere tekerlerden biri tutuş kaybı yaşadığında ona elektronik olarak fren yapan ve araçın patinaj yapmasını engelleyen bir sistem. XDS’de ASR ile aynı mantıkla çalışarak virajda içeride kalan ve fazla motor gücü sebebiyle “tork steering” e sebep olan tekere fren yaparak fazla güç sebebiyle gücünü aktaramama sorunun önüne geçiyor. Bu sayede sistem aracın 150 beygirinin tamamını kullanmanızı sağlıyor.
Sistem sadece VW’de değil bazı BMW modellerinde de kullanıyor. Geçtiğimiz yıllarda otomobil piyasasına damga vuran ve bugün bütün araba dergilerinin kapağınında da görmeye alıştığımız M135i’de BMW tarafından geliştirilen XDS benzeri bir sistem kullanıyor. Bugün bu sistemi yeni çıkan bir çok modelde göremeye başlamamızın sebebi sistemin klasik kilitli diferansiyel sistemiyle kıyaslandığında oldukça düşük maliyetinin olması ancak işini de oldukça iyi yapması. VW sadece Polo GT’de değil Golf GTI 220’de de aynı sistemi kullanıyor ve model son yıllarda birçok otomobil gazetecisinden tam puan alıyor. 220 beygirini ön tekerlerine aktaran bir araba için bu övgünün en büyük sebebi XDS. Golf GTI alırken eğer ek bir ücret öderseniz performance pack adında gerçek kilitli diffreransiyele sahip bir model de sunuyor. Performance packli(XDS+ kilitli differensiyellere sahip) araçlarda yapılan testler viraj çıkışında gaza yüklenildiğinde dahi aracın çizgisinden çıkmadan ilerlediğini gösteriyor. Ancak poloda extra kilitli differannsiyele ihtiyaç duyulmadığı da ortada, sahiden sistemi BlueGT’de harika bir iş çıkarıyor.
Burada bu konu üzerinde durmamın başlıca sebebi Polo GT’nin bu konuda oldukça başarılı olması şayet 150 beygir bir modelde “tork steering” yaşamamak 10 yıl öncesine kadar hayalden başka bir şey değildi.
Performans
Performans konusu Blue GT satın alan kişinin kolaylıkla yüksek beklentiler içine girebileceği bir konu. Gerçekten bu anlamda Volkswagen Türkiye’nin Polo BlueGT’yi manuel getirmemesine anlam vermedik. Performanslı küçük sınıf modellerde manuel şanzımanın keyif anlamındaki getirileri saymakla bitmezken 150 beygirlik tek kapı bir modeli başta Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer birçok ülkedeki gibi manuel olarak alabilmek isterdik.
Ancak burada gözden kaçan nokta aracın “Blue” sözcüğünü de adında bulundurması. Eğer orada GTI yazsaydı bugün BlueGT’yi düşük performansı yüzünden yerden yere vurmaya çoktan başlamıştık. Fakat isminden de anlaşılacağı üzere o düşük tüketimi fena olmayan performansla birleştiren bir otomobil. Elbette 7.8 saniyelik 0-100 değeri çok ilginizi çektiyse 4.7l/100km’lik tüketim değerinin 2 katına çıkmaya da hazırlıklı olun.
Süspansiyon ve Yol Yutuş
Arka süspansiyonda Fransız modellerinden tanıdığımız torsiyon çubuğu kullanılmış. Model, GTI konseptinde üretimediğini burada da ortaya koyuyor zira süspansiyonlar 1.6 TDI Golfle birebir aynı hisse sahip. Jantlar ince yanaklı olsa da günlük kullanıma uygun tasarlanmış.
Limitte
Her şey günlük kullanıma uygun olunca Polo GT limitte de bir Passat ya da Golf’ün 150’lik versiyonlarından çok uzaklara gidemiyor. Kaldı ki VW Golf’ün 150’lik versiyonlarında çok noktadan bağlantılı bağımsız helezonlara yer vererek aradaki 18 bin tl farkı ödemeyi çok mantıklı kılıyor.
180-190’lara doğru rahatsız edici boyutlara ulaşan rüzgar gürültüsü onun motoru dışında sıradan bir polo olduğunu kabul etmenizi sağlıyor. Gerçek şu ki, 220 kilometrelik fabrika verisi son hıza ulaşabilmek için fazlasıyla cesur olmanız lazım.
Donanım ve Fiyatlar
Alınır mı Nasıl Alınır?
VW Polo BlueGT en baz donanım paketiyle 69,500 tlden satışa sunuluyor. Aradığınız araç benzinli-otomatik poloysa ve küçük sınf hot hatchlerin size fazla geleceğini düşünüyorsanız Polo Blue GT alınabilir ancak opsiyonel donanımları eklemeye başlamanızla birlikte Golf 1.4 TSI ACT BMT 150 PS almayı da düşünebilirsiniz. Aşağıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere opsiyon listesi oldukça kabarık. Baz versiyonuyla 68.900 tlden satılan BlueGT ye bu donanımlarda eklendiğinde fiyat 80 binleri bulabiliyor.
“Kasko, trafik sigortası derken 70 bin tlnin üzerinde bir rakam ödediğiniz bir arabada manuel klima bulmak canınızı cidden sıkabilir.”
Test aracımız en baz Polo GT’idi ve aracın üzerinde hiçbir opsiyonel donanım yoktu. Ben en azından Xenon farların standart olarak ya da çok düşük bir ücret karşılığında araçta bulunması beklerdim. Aracı standart polodan ayıracak bu tarz donanımların belli bir kısmının standart olmasını beklemek yanlış olmaz. Sonuçta 1.4 TSI 150 beygirlik motor bugün Audi A4’de dahi kullanılıyor ve BlueGT buna sahip olduğu için biraz daha makyajı hak ediyor.
Metalik Renk | 950,00 TL |
Panoramik Açılır Cam Tavan | 2.700,00 TL |
Klimatronik | 3.600,00 TL |
Adaptif Hız sabitleyici (ACC) | 1.700,00 TL |
4 kapı (BlueGT) | 1.450,00 TL |
+Artılar-Eksiler
Artılar; Güçlü Motor, hızlı geçişler sunan şanzıman, sportif dış görünüm, başarılı aktarma sistemi(XDS)
Eksiler; Manuel şanzımanın opsiyon olarak sunulmaması, yetersiz standart donanım, pahalı opsiyon listesi, performanslı kullanımlarda çabucak yükselen tüketim değeri
Aynı fiyata biz ne alırdık? (Yeni Bölümümüz)
Önümüzdeki test yazılarında da yer vermeye başladığımız bu bölümde, model için 2.El de ve sıfırda modelin yerine alabileceğiniz tercihler yer alıyor. Biz BlueGT yerine 208 Gti alırdık. Modelin sıfır fiyatı 76.400 TL iken 2.elde 60-65 bin TL arasında temiz modeller bulabilmek mümkün.
Sonuç
“BlueGT isminde de anlaşılacağı üzere düşük yakıt tüketimini fena olmayan bir performansla birleştiren bir otomobil” diye belirtmiştik onun performansını anlatırken, çünkü modeli küçük sınıf hot hatch sınıfına sokmak ve bu tarz bir beklentiyle sürücü koltuğuna oturmak hayal kırıklığından başka bir şeye sebep olmayacaktır. Ancak o zaman da 1.2 TSI’den ne farkı kalıyor? diye sorduğunuzu duyar gibiyim. İşte bu BlueGT için başlı başına bir sorun.
Gerçek şu ki, standart Polo, fiyatından tutun size sunduklarına kadar bir çok ihtiyacınızı karşılayan güzel bir araba ancak motoru 1.2 TSI ya da 1.8 TSI (GTI- Trde mevcut değil) olduğu zaman güzel bir araba. Onu daha orta kıvamda almaksa bu güzellikten uzaklaşmak anlamına geliyor.
Yol bilgisayarında 10L/100km gördüğünüzde ise BlueGT’yi sürerken de testten sonra da onun neden ürün gamında olduğunu sorguluyorsunuz. Tamam 1.8 motora sahip GTI ülkemizde satışa sunulmuyor ve o şu anda alabileceğiniz en güçlü polo; ancak bu seferde Peugeot 208 GTi gibi gerçekten de keyifli sürüş için üretilmiş kütürek manuel şanzımanlı modeller varken niye GT? O blue olduğu için mi? 1.4 TDI’nın iki katı kadar yakmak nasıl bir “blue”luk?
Test Notu: