Değerli okurlar, diğer inceleme yazılarımdan farklı olarak bu yazıyı iki bölüm olarak yayınlayacağız. Yazının ikinci ve birçok BMW hayranının ilgisini daha çok çekecek bölüm ilerleyen günlerde yayına girecek. Yazımın ilk bölümüne BMW 3 Serisinin tarihine bir göz atarak başlamak istiyorum. BMW 3 Serisi 1975 yılının mayıs ayında sadece 2 kapılı bir model (E21) olarak piyasaya sürüldü. E30 model kodlu ikinci jenerasyon ise her ne kadar günümüzde coupe şasisi ile bilinse de 4 kapı sedan formunda ve dört tekerlekten çekiş opsiyonuyla satışa sunulan ilk 3 serisi oldu. Tüm bunlarla da yetinmeyen ikinci jenerasyon 3 serisi aynı zamanda ilk jenerasyon M3’ü de ürün gamında barındıracaktı. Diğer M3’ lerden farklı şekilde, ilk M3 bir ralli yarış otomobili olarak tasarlanmıştı ve ilk M5 olarak bilinen E28, M5’den bile daha büyük fren disklerine sahipti. E30’un devamındaki jenerasyonlar (E36-E46-E90) onun yolundan ilerleyerek dönemleri için çığır açan nitelikteki gelişmelerine devam ettiler ve konfor ile performansı bir arada sunarak 3 serisini bu alanlarda sınıfının bir numarası yaptılar.
Bugün ise milyonların gönlünde taht kuran 3 serisi ailesinin yeni F30 kodlu kasasıyla karşınızdayız.
Tasarım
Dış tasarım; yeni dış tasarım ağabeyi 5 serisinden alışık olduğumuz çizgilerle bize ilk bakışta tanıdık gelse de dikkatle incelendiğinde BMW mühendislerinin tasarımı nasıl segmentine uygun hale getirdiğini görüyorsunuz. Düşük ön profil, arkaya doğru uzayan bel çizgisi onu 5 serisinden ayırırken, arkada dış tasarımın bel kemiğini oluşturan ledli farlar onu ağabeyine bir o kadar benzetiyor. Bu ledli farlar onu gece vakitlerinde 100m öteden fark edilebilecek bir BMW yapıyor.
İç tasarım; modelin iç tasarımında minimalist bir yaklaşım hakim, her şeye erişim kolay ve pratik; bu sayede 3 serisinin içine alışmanız sadece saniyelerinizi alıyor. Ben bu durumdaki bir diğer etkenin ise BMW’nin son dönemdeki modellerinde tek tip iç mekana gitmeye başlaması olarak görüyorum. Bugün 1-2-3-4 serisinin opsiyon ve donanım farklılıkları haricinde aynı iç mekanla sunulması, yeni modelin iç mekanının ne kadar başarılı olduğunu ortaya koysa da onu biraz sıradanlaştırdığını söyleyebilirim. Neyse ki test aracımız diğer Comfort donanıma sahip 3’lerden onu ayıracak M spor pakete sahip ve iç mekanın sizi tamamıyla agresif bir sürüşe teşvik ettiğini söyleyebilirim. Direksiyona sadece dokunmak ve kavramak dahi sizi bir Superman kadar güçlü hissettiriyor. Hız sabitleyici ve radyo kumandaları bu efsane direksiyonun üzerinden kontrol edilirken iDrive multimedya sistemi üzerinden, sürüş modlarından aracın servis girdilerine kadar birçok bilgiyi görüntüleyebiliyorsunuz.
Donanım ve Fiyatlar
BMW 3 serisi baz donanım paketi Comfort ve 1.6 litrelik 316i versiyonuyla 120.922 tl’den satışa sunuluyor. Dizel modele (320d) 42 bin tl fazla ödeyerek 166.056 tl’ye sahip oluyorsunuz. Bu farkta, dizel-benzinli farkından çok, silindir hacminin 2.0 litreye çıkmasıyla değişen ÖTV oranının etkisi olduğu söyleyebiliriz. Test aracımızdaki gibi 2.0 litrelik dizel motoru dört tekerlekten çekiş sistemiyle isterseniz 176.189 tl fiyatına sahip bir 3 serisinden söz edebiliriz. Bu fiyatlar Comfort donanım paketine ait fiyatlar ve seçtiğiniz Sport line, Modern line, Luxury Line, M sport donanım paketine göre değişiyor. Test aracımızdaki M spor paketinin ücretinin 10 bin euro’ya yakın olduğunu böylece test aracının fiyatının 200 bin tl sınırının üzerine çıktığını yani bugün piyasada satılan en pahalı 320d olduğunu söyleyebilirim.
Benim sıfır 320d almayı düşünenlere tavsiyem kesinlikle yeni 320i’yi Borusan Oto’da test etmeleri, çünkü genel kanının aksine yeni 1.6 litrelik 170 beygirlik benzinli motor, dizel motora yakın bir performans ortaya koyuyor ve bunu tüketim değerlerini çok uçurmadan yapıyor. Aradaki 36 bin fiyat farkını düşünecek olursak 1.6 litrelik yeni turbo 320i, yılda çok kilometre yapmayan birçok kullanıcı için daha cazip gözüküyor.
Kullanılabilirlik
Aslında bu konu başlığı 320d’yi sınıfında bir numara yapan bir başlık. Sunduğu tatmin edici performansı 1.6 litrelik dizel otomobillerden daha düşük tüketim değerleriyle sunması bugün ne yenilenen Mercedes C serisinde ne de artık modası geçmiş ve yenilenmeyi bekleyen Audi A4’de görebildiğimiz bir durum. Ben testte, aracın sahip olduğu Ecopro fonksiyonu sayesinde ekonomik kullanımda 6 lt’ye yakın bir tüketim elde ederken Sport fonksiyonunda devir bandını sonunda kadar kullandığım hatta zaman zaman devir kesiciyi devreye soktuğum performanslı kullanımlarda 9 lt’yi geçmedim. Bu gerçekten büyük bir başarı çünkü daha önce kullandığım 320i, Mini Cooper S tarzındaki benzer performanstaki benzinli modeller bu tarz kullanımlarda 12 litre değerlerini rahatlıkla görebiliyor
Motor ve Şanzıman
Borusan Oto, 3 serisini üç farklı benzinli (316i, 320i, 328i) versiyonla ve bir dizel versiyonla (320d) ithal ediyor. 316i ve 320i 1.6 litrelik sırasıyla 136 beygir ve 170 beygir güç üreten modeller, 328i ise 245 beygirlik bir canavarı kaputunun altında bulunduruyor. 320d ise 184 beygirlik motora sahip ve bu motor onu 328i den sonra Türkiye’deki en hızlı üç serisi yapıyor. Bu 2 litrelik dizel motor 4.000 devir/dk da 184 beygir ve 1750-2750 devir bandında 380 Nm tork üretiyor. Böyle bir torkun 1750 devir/dk itibaren kullanılabiliyor olması ise aracın gücünü her zaman kullanılabilir yapıyor. Elbette bu durumda BMW’nin yine sınıfında lider olduğu şanzıman kalitesi konusunun önemi büyük. Modeldeki 8 ileri çift kavramalı otomatik şanzıman arabadaki seçili sürüş modlarına bağlı olarak tavrını değiştiriyor. Sport modunda özellikle dip gaz hızlanmalarda neredeyse vites kavramını ortadan kaldırıyor ve adeta bir elektrikli araba adasıyla süper hızlı vites değişimleri gerçekleşiyor. Burada değinmek istediğim başka bir konu ise Xdrive dört tekerlekten çekiş sistemi, sistem her an elektronik sensörler sayesinde tork aktarımını yol tutuşunu maksimuma getirecek şekilde ayarlıyor. Araç sadece daha iyi bir yol tutuşa sahip olmakla kalmıyor, şanzıman ve aktarma sisteminin mükemmel uyumu sayesinde panik fren durumlarında Xdrive sistemi ABS ve DSC sistemleriyle birlikte çalışarak aracın stabilizesini bozmadan aracı başarıyla durdurmayı başarıyor.
Sonuç
Modelin tüketimine göre sunduğu performans sınıfında rakip tanımazken, bu performansı birçok modelde alışık olmadığımız bir kesinlikte sunması övgüyü hak ediyor, buradaki keskinlikten kastım aracın direksiyonundan size verdiği hislerin hiçbir zaman sizi korkutmaması ve hızınızın yükseldiğini anlamanız için baş döndürücü hızlara çıkmanız gerektiği. Bütün bunları sonuç bölümüne yazıyorum çünkü tüm bunlar performanslı ve rafine 5 kişilik bir aile sedanın nasıl olması gerektiği özetliyor. Burada verdiğiniz her kuruşun hakkını sonuna kadar veren bir modelle karşınızdayız ve bunu 520i fiyatına satılan 320 dizel sayısının fazlalığından görmek de mümkün.